top of page

“Hocaların Hocası” Doğan Kuban 96. Doğum Yıldönümünde İTÜ’de Anıldı

"Ben her şeyi öğrenmeye meraklıydım, her şeyi ama… Biyoloji, fizik, astronomi, felsefe… Her şey, her şey!..."



22 Eylül 2021 tarihinde, 95 yaşında hayata veda eden Prof. Doğan Kuban için pandemi nedeniyle Taşkışla’da yapılamayan tören, Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Anabilim Dallarının her yıl Doğan Kuban’la doğum yıldönümünü kutlama geleneğini de bir anlamda sürdürmek amacıyla, 8 Nisan 2022 tarihinde bir anma töreni olarak gerçekleştirildi.


Pandemi nedeniyle uzun bir aradan sonra Taşkışla’da yapılan ilk toplantı olma özelliği de taşıyan bu anma buluşması, Doğan Kuban’ın öğrencilerini, meslektaşlarını, dostlarını ve ailesini, onun yazdıklarıyla büyüyenleri bir araya getirdi.


Anma toplantısının programı, “mimarlık tarihi ve koruma alanında önemli sayıda uzman yetişmesinin önünü açmış olan, İTÜ dışında diğer akademik kurumların kadrolarına da katkıları olan, kamuda ve uygulama alanında günümüzdeki önemli meslek insanlarının hocası, ‘hocaların hocası’ Doğan Kuban’ın, akademik yaşamındaki ilgi alanları”yla sınırlı bir tema çerçevesindeki sunumlardan oluşuyordu.


İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ve İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Gül, Doğan Kuban’ın bıraktığı mirasın bir günlük bir anma toplantısına sığmayacak kadar büyük olması vesilesiyle, bu anma toplantısının, “farklı formatlarda bilimsel çalışmaları aktarmak üzere yapılacak yeni toplantılar”ın başlangıcı olarak görüldüğüne değinerek, açılış konuşmalarını yaptılar. Açılış konuşmalarının ardından, Doğan Kuban’ın önce öğrencileri ve ardından da uzun yıllar meslektaşları ve aynı zamanda dostları, Doğan Kuban’ın mimarlık eğitimine, mesleğine yaptığı katkıları çeşitli yönleriyle detaylı bir şekilde ele alan konuşmalarını gerçekleştirdiler.


Toplantının I. Oturum konuşmacılarından ilki Prof. Dr. Yegân Kâhya, “Teknik Üniversite’den Bir Doğan Kuban Geçti” başlıklı konuşmasına, İTÜ’yle 17 yaşında tanışan Kuban’ın İTÜ’yü ve devamında mimarlık eğitimini seçme nedenlerine değinerek başladı ve zaman içinde Kuban’ın akademik kariyerini şekillendiren şartları, imkânları ve insanları da anlatısına dahil ederek, katılımcıları adeta bir zaman yolculuğuna çıkardı.


Üniversitede çeşitli idari görevler de üstlenen, “öğrencilerine her zaman kapısı açık olan” Kuban’ın, ilk akademik deneyimleri ve çalışmalarından emekli olduğu yıllara kadar uzanan süreçte yürüttüğü tüm faaliyet ve çalışmalara değinen anlatının paralelinde, Doğan Kuban’ın temellerini attığı ve önce öğrencileri, sonra da meslektaşlarıyla oluşturduğu zengin ve güçlü akademik kadroyla birlikte geliştirdiği “koruma ve restorasyon” uzmanlık alanlarının Türkiye’deki gelişim seyri de bir bakıma özetlenmiş oldu.


İkinci konuşmacı Prof. Dr. Zeynep Kuban, “İTÜ’de Mimarlık Tarihi” başlıklı konuşmasında, Doğan Kuban’ı mimarlık tarihçisi olarak ele alarak, “İTÜ mimarlık eğitim tarihi” projesi vesilesiyle arşivlerden elde edilen belgeler üzerinden, “İTÜ’de mimarlık tarihinin tarihi” perspektifiyle, İTÜ’deki mimarlık tarihinin Doğan Kuban geldiğinde ne olduğunu ve daha sonra nasıl, neye dönüştüğünü aktardı.


Yazdığı yazılar, mektuplar ve yayınlar gibi belgelere bakıldığında, Kuban’ın “aslında çok önemli bir şey yaptığı”nın yani “anlaşılır bir şeyler yazdığı”nın altını çizen Zeynep Kuban, ilk akademik ekibin oluşmasından başlayarak; bir profesörün asistanına nasıl yol gösterdiğini ve yolunu açtığını, akademik geleneklerin örneklerine de değinerek aktardı. Böylelikle, bir kurumsal doğuma ve evrime tanıklık sağlayarak, nasıl bir üniversite ortamından bugüne gelindiğini gözler önüne serdi.


II. Oturum’un konuşmacıları sırasıyla Gülsün Tanyeli, Ayşıl Yavuz, Can Binan, Yıldız Salman’dı. Bu oturumun ilk konuşmacısı olan Öğretim Üyesi Dr. Gülsün Tanyeli, “Doğan Bey’in Akademik Halesi ya da Gölgesinde Yeşerenler” başlıklı bir konuşma yaptı. Doğan Kuban’ı, 1974’te Taşkışla’da eğitime başladığında önce lisans hocası, sonra yüksek lisans tez yürütücüsü ve ardında da “doktora babası” olarak tanıyan Tanyeli, Kuban’ın 29 doktora ve 30’un üzerinde yüksel lisans tezi yürütücüğü kapsamında, odağını Doğan Bey’in oluşturduğu bir akademik haleye eklenenleri tez sahipleri ve konu başlıklarıyla aktardı, analizlerini paylaştı.


ODTÜ’den gelerek Doğan Kuban’la doktora yapmış olan Prof. Dr. Ayşıl Yavuz’un bir video kaydıyla paylaşılan “ODTÜ’nün Kuruluş Yıllarında İTÜ’yle İlişkiler” başlıklı konuşması, Doğan Kuban’ın İTÜ dışındaki kurumların kadrolarına yaptığı katkıların bir örneğini sundu.


Üçüncü konuşmacı, YTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Can Binan ise, “Anılardan Günümüze Yansıyan Doğan Kuban” başlıklı konuşmasında, Doğan Kuban’ın doktora öğrencisi olarak biriktirdiği anıları ve deneyimlerini, bu kapsamda Kuban’ın, öğrencileriyle ilişkilerinde öne çıkan özelliklerini, verdiği kıymetli nasihatleri dile getirdi.


II. Oturum’un son konuşmacısı, Doğan Kuban’ın son doktora öğrencisi olan Öğretim Üyesi Dr. Yıldız Salman’ın konuşma başlığı “Doğan Kuban’ın İstanbul’u”ydu. Lisans döneminde seçme derslerle başlayan ve ardından da son doktora öğrencisi olarak devam eden tanışıklıkları çerçevesinde; Doğan Kuban’ın yazdıkları, çeşitli şekillerde ve çeşitli sebeplerle birlikte deneyimledikleri birkaç İstanbul anısını paylaştı.


III. Oturum konuşmacıları sırasıyla Aygül Ağır, Jale Erzen, İlknur Kolay, Uğur Tanyeli’ydi. Oturumun ilk konuşmacısı Prof. Dr. Aygül Ağır “Dünya Kütüphanelerinde Doğan Kuban” başlıklı bir sunum yaptı. “Fırtına gibi, bitmez tükenmez bir enerjiyle çalışan” Doğan Kuban’ın Anadolu Hisarı’nda yazmaya başladığı eserlerin ne kadar uzağa gittiğini görmek amacıyla dünya kütüphanelerinde araştırdığı Doğan Kuban kitaplarının, 30 yılın ürünü bu değerli literatürün dünyadaki yayılımını gösteren araştırma sonuçlarını paylaşan Ağır, konuşmasına başlamadan önce, –kitabın onun için ne anlama geldiğini, bunu nasıl ifade ettiğini anlamak açısından– Doğan Kuban’ın şairliğine değinerek, 2010’da basılmış şiir kitabından bir şiirini okudu.


Öğrenmek


Ne zaman bıkacaksın

Matematik Öğrenmeyi özlemekten

Biraz daha fazla Almanca

Yeniden Rusça

Yeniden Farsça

Ne zaman vaz geçeceksin?

Daha iyi mimar olmaktan

Daha çok estetik öğrenmekten

İslam mimarisini yeniden yazmaktan

Ne zaman vaz geçeceksin?

Şurasını ya da burasını görmekten

Prag ya da St. Petersburg

Delhi, Agra, Kyoto

Ne zaman vaz geçeceksin?

Her yeni şeye merakla bakmaktan

Anlamaya çalışmaktan

Kitapların orasını burasını karıştırmaktan

Ne zaman bitecek bu fırtına?

[…]

Doğan Kuban, Kırık Yazılar, 2010


III. Oturum’un ikinci konuşmacısı, yine Doğan Kuban’ın doktora öğrencilerinden biri olan Prof. Dr. Jale Erzen’di. "Doğan Kuban-Eleştirel Düşünce" başlıklı konuşması bir video kaydıyla paylaşılan Erzen, öncelikle Türkiye'deki, nitelikli biyografi yazını yoksunluğunu vurguladı. Sanat, mimari, tarih, Türkiye’nin kültürü için önemine ve kompleks karakterine değinerek; “Bir ülkenin kişiliğini, kimliğini oluşturan, tarihine, kimliğine yıldızlar yansıtan, parlaklık veren kişiler”den biri; “eğitiminin çeşitliliği ve o dönem insanları gibi öğrenmeye, aydın olmaya merak”ıyla beslenen coşkusu ve heyecanıyla “baktığı şeyleri heyecanla seven ve heyecanla, eleştirel bir bakışla anlamaya, analiz etmeye çalışan” bir insan olarak tanımladığı Doğan Kuban’ı daha yakından tanımayı, anlamayı, keşfetmeyi sağlayan tanıklıklarını, gözlemlerini aktardı.


Bu oturumun üçüncü konuğu İlknur Kolay, “Hocam Doğan Kuban” başlıklı konuşmasına, Doğan Kuban’dan “açılış konuşması yapmayı öğrendiği” bir anısıyla başlayarak, Kuban’ın mimarlık tarihini nasıl sevdirdiğine, öğrencilerinin mimarlık tarihiyle nasıl severek ilgilendiklerine odaklandı.


Bu oturumun son konuşmacısı Uğur Tanyeli, “Doğan Kuban ve Türk Mimarlık Historiyografisinde Kibir Dilinin Yıkılışı” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasını, “Türk tarihyazımında kibir dilinin inşası ve yıkımı” üzerine halihazırda sürdürdüğü çok daha kapsamlı bir çalışmanın küçük bir parçasıyla çerçeveleyerek, Doğan Kuban’ın bu konudaki katkısına odaklanan Tanyeli, mimarlık tarihi yazımını koşullandıran iklimin değişimindeki rolünü tartıştı.


Son olarak IV. Oturum konuşmacıları Ayla Ödekan, Zeynep Ahunbay, Nur Akın ve Şirin Akıncı’ydı. Toplantıya bir video kaydıyla katılan Prof. Dr. Ayla Ödekan, “Geç Roma Döneminden Bugüne Kalenderhane Camisi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.


Son oturumun ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, 1966’da öğrencisi olarak başlayan asistan, öğretim üyesi olarak devam eden bir yakınlığın tanıklığıyla, “Prof. Doğan Kuban’ın İlgi Odaklarından: Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası ile Edirne Selimiye Külliyesi” konusunda hazırladığı konuşmasında, Doğan Kuban’ın özel ilgi alanlarına değindi.


Toplantıya bir video kaydıyla katılan, Doğan Kuban’ın önce doktora öğrencisi sonra da meslektaşı olan üçüncü konuşmacı Prof. Dr. Nur Akın, “Yeni Bir Ölçeğe Açılım: Tarihi Çevre Koruma” başlıklı konuşmasıyla Doğan Kuban’ın bu alandaki katkılarına odaklanan bir sunum gerçekleştirdi.


Son oturumun son konuşmacısı, “Prof. Doğan Kuban ile Restorasyon Uygulama Deneyimleri” başlıklı konuşmasıyla, Kuban’la paylaştığı uzun süreli çalışma deneyimlerine odaklanan bir sunum gerçekleştiren Restoratör ve Yüksek Mimar Şirin Akıncı’ydı.


"SESSİZ DEV"

08 Nisan 1926’da Paris’te dünyaya gelen Kuban, 1949’da İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Yüksek Mühendis Mimar olarak mezun olduktan sonra, 1952 sonunda Mimarlık Tarihi Kürsüsü’ne asistan olarak atandı. Türkiye’de ilk restorasyon dersini İtalya’dan 1951’de gelerek veren o tarihteki kürsü başkanı Ord. Prof. Paolo Verzone’nin asistanlığını yaptı, İstanbul ve Anadolu’da alan çalışmalarına katıldı.


1954’te İTÜ olanaklarıyla eğitim için İtalya’ya gönderildi ve “Osmanlı Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme” başlıklı yeterlilik tezini yazdı. 1958’de “Osmanlı Dini Mimarisinde İç Mekân Teşekkülü – Rönesans’la Bir Mukayese” adlı teziyle eylemli doçent olduğunda Kürsü yetkisi ve derslerin önemli bir bölümünü üstlendi.


1962-63 döneminde, Harvard bursuyla gittiği ABD’de konuk öğretim üyesi olarak dersler verdi. 1965’te “Anadolu Türk Mimarisinin Kaynak Sorunları” adlı teziyle profesör oldu. 1966-1976 döneminde Dombarton Oaks Bizans Araştırmaları Enstitüsü’nün sağladığı finansmanla, ilk uluslararası restorasyon uygulaması olan İstanbul, Vezneciler’deki Kalenderhane Cami kazısı ve restorasyonuna başladı. Tarihi çevre ve koruma alanındaki ilk çalışmaları 1965- 66’dan itibaren İller Bankası’na İzmir, İznik, Kastamonu kent planları için hazırladığı raporlarla başladı.


1969-70’lerde İstanbul Nazım Plan Bürosu için, İstanbul’un o tarihlerde içerdiği değerler açısından özel öneme sahip bir arşiv belgesi niteliği kazanmış kapsamlı bir rapor hazırladı. 1973’te İTÜ Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Enstitüsü’nü (MTRE) kurdu.


1978-83 Ağa Han Mimarlık Ödülleri Yürütme Komitesi üyeliğine seçildi, 1980-82 döneminde, “Ağa Han Konuk Profesörü” olarak MIT’de dersler verdi. 1982’de YÖK kararlarına bağlı olarak “Mimarlık Tarihi” ve “Restorasyon” olarak iki ayrı anabilim dalı oluşması üzerine, Doğan Kuban kurucu başkanı olduğu “Restorasyon Anabilim Dalı” kadrosunda kaldı; başkanlığı sırasında gelişmesine katkı sağladığı kadro “tek yapı koruma”, “sit koruma” ve “malzeme koruma” temel başlıklarında uzmanlaştı.


1988-1992 arasında, bir diğer önemli restorasyon uygulaması olan İstanbul Bozdoğan Su Kemeri restorasyonunu gerçekleştirdi. Mimarlık tarihi ve özellikle Türk İslam tarihindeki bilgi birikimiyle önemli restorasyon çalışmalarına danışmanlık yaptı.


1994 tarihinde emekliye ayrıldıktan sonra, daha önceki mimarlık tarihi ağırlıklı yayınlarına özellikle kent ve korumayla ilgili eserler ekledi. Akademik çalışmalarına paralel olarak yıllar içinde ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarda kurucu üyelik, komite ve kurul üyeliği yaparak kamusal hizmetlerde bulunan Kuban, yaşamı boyunca pek çok kez onurlandırıldı:


(1990) Kültür Bakanlığı Kültürel Mirasın Korunmasına Hizmet Ödülü;

(1990) TMMOB Mimarlar Odası “Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü”;

(1990) İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü Enstitü Muhabir Üyeliği;

(1994) Amerikan Mimarlar Enstitüsü Şeref Üyeliği; (1994) TÜBİTAK Hizmet Ödülü;

(1997) Aydın Doğan Vakfı Sosyal Bilimler Ödülü;

(2004) TÜBA Şeref Üyeliği;

(2010) 29. TÜYAP Kitap Fuarı “Onur Yazarı”;

(2010) Dil Derneği Onur Ödülü;

(2011) “Onursal Doktora”;

(2019) Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü “Mimarlık Ödülü”;

(2019) İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Mesleğe Katkı Ödülü;

(2021) UIA Jean Tschumi Mimari Yazın Ödülü. Korumanın çeşitli boyutları üzerine çok sayıda özgün görüş ve tartışma içeren makalenin yanı sıra yoğun bir üretim süreci sonunda ardında, aşağıda kimi örnekleri verilen yaklaşık 50 eserlik çok değerli bir külliyat bıraktı:

(1965) Anadolu Türk Mimarisi’nin Kaynak ve Sorunları;

(1970) 100 Soruda Türkiye Sanatı Tarihi;

(1974) Muslim Religious, Architecture Part I: The Mosque and Its Early Development;

(1975) Sanat Tarihimizin Sorunları: Anadolu-Türk Sanatı, Mimarisi, Kenti Üzerine Denemeler;

(1985) Muslim Religious Architecture Part II: Development of Religious Architecture In Later Periods;

(1993) Batı’ya Göçün Sanatsal Evreleri: Anadolu’dan Önce Türklerin Sanat Ortaklıkları;

(1995) The Turkish Hayat House; (1995) Türk İslam Sanatı Üzerine Denemeler;

(1996) Istanbul: An Urban History – Byzantion, Constantinople, İstanbul;

(1997) Sinan’s Art and Selimiye;

(1997) Kalenderhane in Istanbul: The buildings, their history, architecture, and decoration – Final reports on the archaeological exploration and restoration at Kalanderhane Camii (ed. by with Cecil L. Striker);

(1997) Sinan’s Art and Selimiye;

(1998) Kent ve Mimarlık Üzerine İstanbul Yazıları; (1999) Sinan: An Architectural Genius;

(2000) Tarihi Çevre Korumanın Mimarlık Boyutu: Kuram ve Uygulama;

(2001) Türkiye’de Kentsel Koruma: Kent Tarihleri ve Koruma Yöntemleri;

(2001) Wooden Palaces of the Ottomans: Vanished Urban Visions;

(2001) The Miracle of Divriği;

(2002) Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı;

(2002) Çağlar Boyunca Türkiye Sanatının Anahatları;

(2006) The Turkic Speaking Peoples: 2.000 years od art and culture from Inner Asia to the Balkans;

(2007) Osmanlı Mimarisi;

(2018) Umutsuzluk Yakışmaz;

(2010) Ottoman Architecture;

(2010) Cennet Kapıları: Divriği Ulucamisi ve Şifahanesinde Hürremşah’ın Yontu Sanatı / Gates of Paradise: the Sculpture of Hürremşah at Divriği Ulucami and Şifahane;

(2013) Ottoman’s Istanbul: 112 Monuments symbolising the Ottoman capital Istanbul / Osmanlı’nın İstanbul’u: Osmanlı Başkenti İstanbul’u Simgeleyen 112 Anıtsal Yapı;

(2017) Türk Ahşap Konut Mimarisi 17.- 19. Yüzyıllar; (2021) İstanbul 1.600 Yıllık Bir Müzedir

272 görüntüleme0 yorum
bottom of page