top of page

Hatırda Kalmasın Satırda Kalsın


Soldan sağa: İTÜ Vakfı Genel Sekreteri Attila Yalçın, İTÜ Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Kafalı, Rektör Prof. Dr. Reşat Baykal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Feridun Dikeç İTÜ Vakfı Mütevelli Heyet toplantısında (1994).
Soldan sağa: İTÜ Vakfı Genel Sekreteri Attila Yalçın, İTÜ Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Kafalı, Rektör Prof. Dr. Reşat Baykal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Feridun Dikeç İTÜ Vakfı Mütevelli Heyet toplantısında (1994).

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in olanakları ile yetişen, İTÜ’de öğrencilikten rektörlüğe kadar her görevde bulunma onurunu yaşayan, denizcilikle ilgili yurtiçi ve yurtdışı kuruluşlarda görev yapan, İTÜ Vakfı, İTÜ Geliştirme Vakfı ve İTÜ Spor Kulübü’nü Koruma Vakfı’nın kurucu üyesi olarak İTÜ Vakfı konusunda bildiklerimi, gözlem ve görüşlerimi belirtmek istiyorum.

 

Sözlü anlatılarla yetinen bir geleneğe sahip toplum yapımız ve yetişme koşullarımız nedeniyle kendimizden söz etmekten pek hoşlanmayız. Bu nedenle yaşadıklarımızı, deneyimlerimizi ve tanıklık ettiğimiz olayları yazmamak gibi bir alışkanlığımız oluşmuştur. Türkçemizde “Kalem kâğıda yaklaşırken hep nazlanır” ifadesi de bu yazma zorluğunu belirtmektedir. Herkesin yaşamöyküsü elbette kendine göre özel ve önemli olup bunları herkesle paylaşmak zorunda da değildir. Fakat önemli toplumsal olaylara tanıklık etmiş olanlarla belirli görevleri ve mesleki faaliyetleri başarıyla sürdüren kişilerin; anılarını, mesleki kazanımlarını, tanıklık ettiği önemli olayları ve bildiklerini, kendini öne çıkarmadan tarafsız bir görüşle yazılı hale getirmesi ve gerektiğinde gençlere anlatması gerekir. Böylece el değiştirerek gelişen hünerlerin ve bedeller ödenerek kazanılan birikimlerin unutulmadan toplumun bilgi ve yararına sunulması sağlanır. Sonuçta sözlü anlatılarla aktarılan gerçeklerin önemsizleştirilmesi, hatırda kaldığı kadarıyla eksik anlatılması, bilerek veya bilmeyerek değişikliğe uğratılması önlenmiş olur. Bu bağlamda yaygın olarak kullanılan “Söz uçar yazı kalır” deyişinden esinlenerek diyorum ki bildiklerimiz, hatırımızda değil satırlarımızda kalsın. Çünkü kalıcı olan yazılı belgelerdir.

 

Prof. Dr. Kemal Kafalı (solda) Rektör Prof. Dr. Reşat Baykal (sağda), Doç. Dr. Derviş Z. Deniz’e  İTÜ Vakfı 1995 yılı Bilim Ödülü’nü veriyor. 
Prof. Dr. Kemal Kafalı (solda) Rektör Prof. Dr. Reşat Baykal (sağda), Doç. Dr. Derviş Z. Deniz’e  İTÜ Vakfı 1995 yılı Bilim Ödülü’nü veriyor. 

Eskiden gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet döneminde ülkemizde kurumsallaşma ve kurumların tarihi konusunda düzenli ve sisteme dayalı kayıt geleneğinin olmayışı önemli bir eksiklikti. Bu eksikliği, incelenen, Başbakanlık Arşivi belgeleri ile görevinin bilincinde olup yaptığı işi seven, bilgi ve belge toplama merakı olan kişilerin kayıtlarından gideriyor veya yabancı ülkelerin kaynaklarındaki bilgi ve belgelerden öğrendiklerimizle yetinmek zorunda kalıyoruz. Uzun yıllar çok iyi bir mühendislik eğitim-öğretimi veren üniversitemizin; öğrenci, mezun ve çalışanları arasında sosyal ve kültürel alandaki etkinlik ve iletişimi sağlayan bir örgütlenmesi yoktu. Bu nedenle İstanbul Teknik Üniversiteliler arasında istenen düzeyde iletişim ve dayanışma ile adında İTÜ olan kuruluşlar arasında istenilen uyum sağlanamıyordu. Oysa ülkemizde bütünleşme ve dayanışmayı sağlayan vakıfların çok eski bir geçmişi vardır. Bu olanaktan yararlanan birçok kamu ve özel kuruluş kendi vakıflarını kurarak sosyal, kültürel, sanat ve spor alanındaki etkinliklerini geliştirdikleri, üyelerinin çalışırken ve emekli olduklarında sosyal güvencelerini pekiştirdikleri gibi aylık gelirlerini de arttırmışlardır. İTÜ bünyesinde bir vakıf kurma konusunda İTÜ mezun ve çalışanlarının isteklerini dikkate alarak bu fikri benimseyip önderlik eden, rahmetli hocamız Prof. Dr. Kemal Kafalı’dır. Vakıf kurma konusunda gördüğü büyük destekle hocamız, rektörlük döneminde bunu başarmıştır.

 

‘Sekiz ay beyazı, üç ay ayazı, bir ay yazı olan bölge’ olarak nitelenen, Türkiye’nin en doğusundaki Ardahan’da doğup, Ankara Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in olanakları ile yetişen, İTÜ’de öğrencilikten rektörlüğe kadar her görevde bulunma onurunu yaşayan, denizcilikle ilgili yurtiçi ve yurtdışı kuruluşlarda görev yapan, İTÜ Vakfı, İTÜ Geliştirme Vakfı ve İTÜ Spor Kulübü’nü Koruma Vakfı’nın kurucu üyesi olarak İTÜ Vakfı konusunda bildiklerimi, gözlem ve görüşlerimi belirtmek istiyorum. Öncelikle, üniversitelerin vakıf kurma nedenlerini belirtmek istiyorum. Eğitim, yatırım ve araştırma için devletten alınan üniversite desteğinin her yıl artan paydaşlar nedeniyle azaldığı bir ortamda; arzulanan gelişme ve atılımların yapılamayacağının farkına varan devlet üniversiteleri vakıf kurarak mezun ve çalışanlarının destekleriyle gelişme amaçlarını gerçekleştirme yolunu seçtiler. Kurulan vakıflar üniversitelerin yetersiz kaldığı alanlarda yatırım yapıp, öğrenci ve öğretim üyelerine destek sağladığı gibi çözüm üretmede devlet sisteminde karşılaşılan kısıtlayıcı ve zaman alıcı durumları diğer bir deyişle kırtasiyecilik denilen masa başından yönetim engelini kolayca aşarak karar verme sürecini kısaltmakta oldukça etkin oluyordu. Ayrıca toplum yararına çalışma amaçları nedeniyle bakanlar kurulu kararıyla vakıfların vergi muafiyeti almaları da maddi kaynakların daha etkin ve verimli kullanımını sağlıyordu. Bu nedenlerle vakıflar, kuruluş amaçları doğrultusunda iktisadi işletme ve iştirakler gibi birimler oluşturarak üniversitelerin daha fazla güçlenmesi için maddi ve manevi katkılar sağlama yolunu seçmişlerdir. Ülkemizde teknolojinin pek çok alanında ilk örnekleri veren üniversitemiz, vakıf kurma konusunda bir hayli geç kalmıştır. Mezun ve çalışanlarının üniversitemize katkıda bulunma girişimleri ve baskıları artarak devam ederken 1980 yılında iki mezunumuzun rektörümüze verdiği bir demet para, vakıf kurma girişimini hızlandırdı. Böylece başlayan çalışmalar sonucunda 04 Nisan 1984 tarihinde Prof. Dr. Kemal Kafalı önderliğinde 17 başarılı İTÜ mezunu ve 10 İTÜ öğretim üyesinden oluşan 27 kişi ile 12.850.000.- TL malvarlığı ile İTÜ Vakfı kuruldu. Bu bağlamda vefat eden 19 kurucu üyemizi rahmetle anarken, yaşayan 8 kurucu üyemize de sağlık diliyorum. İTÜ Vakfı’nın kuruluşu ile ilgili ayrıntılı bilgiler İTÜ Vakfı Dergisi’nin Mart 1997 tarihli 22. sayısında Prof. Dr. Kemal Kafalı’nın “İTÜ Vakfı’nın Kuruluş Yılları” başlıklı yazısında belirtilmiştir. Vakıf, kuruluşundan yaklaşık 2,5 yıl sonra 30.10.1986 tarih ve 86/11134 sayılı bakanlar kurulu kararı ile vergi muafiyeti almıştır.


Soldan sağa: İbrahim Özpeynirci, Prof. Dr. Güven Önal, Y, Müh. Attila Yalçın, Prof. Dr. Kemal Kafalı, Prof. Dr. Reşat Baykal, Prof. Dr. Feridun Dikeç, Prof. Dr. Gülsün Sağlamer İTÜ Vakfı Maçka Sosyal Tesislerinde Mütevelli Heyet toplantısında. 
Soldan sağa: İbrahim Özpeynirci, Prof. Dr. Güven Önal, Y, Müh. Attila Yalçın, Prof. Dr. Kemal Kafalı, Prof. Dr. Reşat Baykal, Prof. Dr. Feridun Dikeç, Prof. Dr. Gülsün Sağlamer İTÜ Vakfı Maçka Sosyal Tesislerinde Mütevelli Heyet toplantısında. 

İTÜ mezunu ve çalışanlarının bir araya gelmesi amacıyla 1986 yılında Maçka Yerleşkesi’nde eski Kimya Laboratuvarı binası ile çevresindeki arsanın bir protokol ile İTÜ Vakfı’na 49 yıllığına devredilmesi ile Maçka Sosyal Tesisleri ihale edilip 12 Haziran 1987’de açılışı yapıldı. Önemli bir eksikliği gideren bu tesis hedeflenen kitleye hizmet vermeye başladı. Böylece konaklama, toplantı yeri ve lokantasına kavuşan İTÜ, Maçka Sosyal Tesisleri’nde 19 Temmuz 1989’da yüzme havuzunun açılması ile mezun ve çalışanlarını buluşturan yeni bir yere kavuştu. Daha sonra İTÜ Geliştirme Vakfı ve İTÜ Mezunlar Derneği’nin kurulması bütünleşmeyi sağlayan yeni olanaklardı. Bu yapılanmalar sonucunda oluşturulan eğitim tesisleri, öğrenci yurtları, spor alanları, kültür ve sanat birimleri, teknoparklar, işletme ve iştirakler gibi çok farklı örnekler yaygınlaştı. Sosyal ve kültürel alandaki etkinlikleri sadece erkeklerle istenilen düzeye ulaştırmak olası değildi. İTÜ Vakfı’nın kurucu 27 üyesinin de erkek oluşu bu kapsamdaki eksikliğin bir göstergesiydi. Bu nedenle İTÜ Vakfı kurucularından Yük. Müh. Orhan Yavuz’un rahmetli eşi Gönül Yavuz Hanımefendi’nin önerisi ile 24 Nisan 1988 tarihinde İTÜ mezunu, çalışanı ve mezun eşlerinden oluşan kadınlar tarafından rahmetli Kayacan Kayan’ın başkanlığında ‘İTÜ Vakfı Kadınlar Komitesi’ kuruldu. Daha sonra ‘İTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel Hizmetler Komitesi’ adını alan tamamı kadınlardan oluşan komite, başarılı çalışmalarını 36 yıldır aralıksız sürdürmektedir. Rektörlüğüm sırasında 02 Aralık 1992 tarihinde açılan Gümüşsuyu Kız Öğrenci Yurdu bu komitenin üniversitemize kazandırdığı çok anlamlı ilk kız yurdudur. Komitenin gelir kaynakları, başta değerli bağışçıların maddi destekleri olmak üzere, düzenledikleri şehiriçi, yurtiçi ve yurtdışı geziler, konserler ve turnuvalar ile kermes, söyleşi, panel, sergi, tiyatro, yemek ve benzeri organizasyonlardan sağladığı kazançlardır. Komite, tüm gelirlerini başta öğrenci bursu olmak üzere İTÜ öğrencilerine yönelik harcamaktadır. Bu bağlamda komitenin 2024 yılında burs verdiği öğrenci sayısı 220’ye ulaşmıştır. Sosyal etkinlikleri ile İTÜ’lüler arasında iletişimi güçlendiren komite faaliyetlerinin halka açık olması nedeniyle üniversitemizin tanıtımına da önemli katkıda bulunmaktadır.

 

İTÜ’nün daha fazla güçlenmesi, saygın bir kurum olarak çağdaş bir düzeye ulaşması için maddi ve manevi katkılarda bulunmak üzere kurulan vakfımız, kurulduğu 1984 yılından günümüze kadar üniversitemize önemli tesisler kazandırmış, gelişmesi kapsamında özetlediğim faaliyetleri yaparak elde ettiği gelirlerini sadece öğrenci bursu ile fakültelerin ve rektörlüğün isteklerine göre harcamaktadır. Vakfımızın 40. kuruluş yılında, üniversite yönetimiyle olan ilişkilerindeki durum bizleri kaygılandırmaktadır. Başlangıçta 49 yıllığına vakfın kullanımına verilmiş yerlerin sonradan 10 yıla indirilme anlaşması esas alınarak, bu yerlerin tamamı haksız ve hoş olmayan yöntemlerle tamamen elinden alınmıştır. İTÜ Vakfı ile ilgili işletmeler, birimler, yönetim merkezleri İTÜ yönetimince yerleşkelerin dışına çıkarılmıştır. Ayrıca, Sosyal ve Kültürel Hizmetler Komitesi’nin düzenlediği konser, konferans ve benzeri etkinlikler ile komite toplantıları için salon ve yer tahsisleri de kısıtlanmıştır. Komitenin bu önemli sorunu vakıf kurucularımızdan değerli büyüğümüz Yük. Müh. Orhan Yavuz’un Ümraniye’deki Crown Plaza Oteli’nde yer ve ulaşım için servis dahil her türlü olanağı sağlaması ile kısmen çözüme kavuşmuştur. Aslolan komitenin etkinliklerini İTÜ yerleşkeleri içerisinde hedef kitleleri olan öğrencilerle görüşerek sürdürmesidir. Böylece, İTÜ Rektörlüğü’nce üniversite desteğine yönelik gelirleri azaltılan vakfımız adeta İTÜ’den dışlanarak İTÜ yerleşkeleri dışında varlığını sürdürme zorunda bırakılmıştır.

 

İTÜ’ye hizmet veren vakfımızın İTÜ yönetimi ile arasındaki bugün gelinen ve kabul edilemez ilişkilerin en kısa sürede sona erdirilerek birlik ve bereberliğin sağlanmasını diliyorum. Eski günlerimizi özlerken insan, dünya ve ilişkilerin gelip geçici olduğunu, kalıcı olanın kurumlar olduğunu belirterek yazımı C.Chaplin’in “Dünyada hiçbir şey kalıcı değildir, dertlerimiz bile” sözleri ile bitirerek geleceğe umutla bakmak istiyorum.

İletişim

Gayrettepe Başak Sokak No:2 D:1 Beşiktaş / İstanbul

+90 212 285 69 15

ituvakif@ituvakif.org.tr                 KVKK

  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Haber ve Duyuruları Almak İçin Abone Olun

Teşekkür Ederiz

© 2022 Tüm Hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. | İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı resmi web sitesidir. 

bottom of page